Bu Bir İnsanlık Hikayesi

elephant manBu bir cesaret hikâyesi… Bu bir zafer hikâyesi… Ve en önemlisi de bu bir insanlık hikâyesi..
Film,  Fil Adam namıyla meşhur olmuş Joseph Carey Merrick adlı 27 yaşında vefat etmiş İngiliz bir vatandaşın gerçek ve çarpıcı hayat hikâyesini anlatıyor.

Viktoria dönemi Londra’sında yaşayan ve doğuştan şekil bozukluğu olan sahipsiz bir adam, bir sirk ustası tarafından kaçırılarak kafese kapatılıyor. Kafes hayvanı gibi bakımı yapılan, beslenene ve müşterilere bir eğlence olarak sunulan bu adam zamanla konuşmayı unutup bir hayvan gibi davranmaya başlıyor. Ancak bir gün sirke gelen bir doktor, olayların iç yüzünü seziyor ve Fil Adamı kafesten kurtarıp tedavi etmeye çalışıyor. Ancak insanların ötekileştirici alayları, menfaat beklentileri ve sağlık sektöründeki otoritelerin nemelazımcılıkları zaten zor olan tedavi işini daha da zorlaştırıyor. Tüm bunlarla bir başına uğraşmak zorunda kalan doktor aslında sadece Fil Adamı değil kendi ruhundaki önyargıları  tedavi ediyor.
Film boyunca vücudu insani formda olmayan bir adamın nasıl üstten bir bakışla ötekileştirildiğini görüyoruz. Bu bakışa sahip oyun karakterlerine kızıyor, kırılıyoruz. Ancak bu üstten bakış sadece filmde değil gerçek hayatta da peşimizi bırakmıyor. Bakın bu örnekteki gibi.

Siyahi bir arkadaş, İstanbul’un göbeğinde, Sultanahmet’te gezmeye çıkıyor. Gezerken onu gören bir çocuk annesinin elini bırakıp kaçmaya başlıyor. Kaçarken de parmağıyla arkadaşı işaret ederek bağırıyor: Anne! Bak şeytan! Hem de senin dediğin gibi, kapkara! Acı ama gerçek. Toplumumuzda hala böyle şeyler yaşanıyor. Hiç olmazsa biz bakışlarımızı eğitmek için Fil Adamı izleyelim…
Ayrıca Yönetmeni David Lynch’e büyük saygınlık ve şöhret kazandıran bu klasik filmin, 1981 yılında Oscar’a 8 dalda aday olma başarısını gösterdiğini de hatırlatmadan geçmeyelim.

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

About sumeyranurcan

yol hali...
Bu yazı Arsiv içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın