Tohum

Küçücük bir tohumum ben
Agaç olmaya niyetli
Meyve vermeye hevesli
Küçücük bir tohum
Fakat bunca zamandır
nasıl büyüyüp serpileceğimi
bilmiyordum.


Yıllarca
türlü rüzgar esti üzerimden
Savurdu beni bambaşka coğrafyalara.
Bazen sert kayalara çarpıp aşındı yüzeyim,
bazen ince sızılarla kanadı yüreğim.
Ama hep tekrarladım içimden,
ben sadece bir niyetim
Oldursa da
öldürse de
Her hal-ü karda bahçivanıma teslimim
Çünkü
aczdir benim bütün servetim.
Ben böyle teselli ettikçe kendimi
kara kışa döndü mevsimlerim
Sağnak yağmur, boran, kar
Fırtına ve ayaz oldu
yaşadıkça nasibim.
Hele birgün
öylesine deli çağlıyordu ki gözyaşı selim
çamura döndü
içim, dışım, her yerim
ve ben
yani en zayıf halkası evrenin
bu amansız bataklığın içinde
kayboluverdim.


Derken zaman geçti
Hasar tespiti yaptı
Gönül bahçemi tımar edenim.
Ve dedi ki
Kurutabilmek için bu isyan bataklığını
Daha çok toprak dökmek lazım üzerine
Önce bir avuç
Sonra bir kulaç
Daha ötesi bir insan boyunca imtihan
Yığıldı üzerime.
Sıkılaşşın diye bir de
Traktörle yürüdüler tepemde
Her darbesiyle tekerleklerin
İniverdim bir kat daha derine
Bilmem kaç tabaka altına düştüğümden olsa gerek nefsimin
Hala mağma kadar sıcaktı benliğim.
Oysa bir yudum su yetecekti
Teskin etmeye kalbimi
Ve tazecik bir filiz vermem için
Bir tutam yaşama sevinci
Biraz daha günışığı,
Ve belki de tek ihtiyacım olan şeydi:
Mana atmosferinin
sadra şifa havası
Fakat karanlığın en koyusu
yalnızlığın en zorlusuydu kaderim.
Neyleyim, dedim.
Ben sadece bir niyetim.
Ağaç olmaya yoksa da kabiliyetim
Burada böylece kurur giderim.
Neyleyim,
Beklemektir şimdi en dokunaklı şiirim.
Mısra mısra kanar,
Dize dize ağlar
Sabrederim
Çünkü
Kafiyesini yalnız ‘O’ tutturabilir
Ruhumdaki dengenin
Öyleyse, dedim bu kez
Teslimim!
Bu benim karanlığım çünkü
Kabullenebilirim.
Bu bitkilerin köklerine yuvalanan solucan
Belki de benim olumsuz düşüncelerim,
Şurada çöreklenen yılan sinsi öfkem,
Uğruna,
Nice sahneler yıkıp viran ettiğim
Bu irili ufaklı,
bu tüylü
ya da uzun bacaklı böceklerin hepsi
benim gerçeğim;
kimisi çocukluk hikayem,
kimisi gençliğim,
kimisi hayatıma teğet geçenlerim..

Yok,
öyle kıyasıya eleştiriyorum sanmayın sakın
Haksızlık etme,
demeyin kendine
Çünkü
gece, gündüzü doğurandır
Farkındayım.
Börtü böcek,
kurt ve sinek
Varoluş hikmeti çözülürse
Gübre olur yeryüzünün en nadide çiçeklerine
Farkındayım.
Farkındayım…
bunca toprak atılması üzerime
Çatlasın diye sabır taşım,
Aksın diye gönül yaşım,
Bitsin diye fıtratla savaşım…
Görsün diye kendisini
Çözsün diye hikmetini
Sevsin diye kaderini
Akılsız başım…
Farkındayım;
Kök salmak için burada olduğumun
Mayalanmak için yoğrulduğumun
Ve bir hurma ağacının altında
Kendi ‘Kelime’mden doğurulduğumun…
Farkındayım…

Bilinmeyen adlı kullanıcının avatarı

About sumeyranurcan

yol hali...
Bu yazı Arsiv içinde yayınlandı ve , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın